Tercih Yaparken Üniversitelerin Hangi Özellikleri Önemlidir
Tercihlerde üniversitelerin hangi özellikleri önemlidir?
Tercihlerinizi yaparken "ne olmak, hayatta ne yapmak" istediğinizin
sorusunu kendinize sormalı ve üniversiteleri de buna göre sorgulamalısınız. Bir
üniversitede ne aradığınızı bilirseniz, tercihiniz de kolaylaşır. Ayrıca barınma
durumuna ve iş bulma imkânlarına da dikkat etmelisiniz.
Yapacağınız tercihlerdeki ayrıntılar, size yeni ufuklar açabileceği gibi hiç
beklemediğiniz bir ortamla karşı karşıya kalmanıza da sebep olabilir.
"Üniversite olsun da, neresi olursa olsun!" düşüncesi yanlış adımların
atılmasını doğurur. Kaybedilen yıllar, sonradan gitmeyi arzuladığınız bölümleri
kazanamama, sevilemeyen meslekler, önünüze çıkan maddî sıkıntılar üniversite
hayatınızın da sonu olur. Bu nedenle tercih yapmadan önce kendinize bazı sorular
sormalı ve bunların cevaplarını vermelisiniz. Üniversite seçimi özellikle iş
hayatının ilk yıllarında fazlasıyla gerekli olabilir. Bir üniversite
değerlendirilirken şu soruların cevaplarını aramalısınız;
Bölüm bitirildiğinde istihdam imkânı nelerdir?
İl içi tercih yapılacaksa, seçilecek bölümler hangi ilçede öğrenim veriyor?
Üniversiteye ulaşım imkânları nasıl?
Öğretim kadrosu nasıl? Yatay geçiş (bölümler arası geçiş) ya da çift anadal
(2 bölümü aynı anda okumak) programları var mı?
Yabancı dile hazırlık programları var mı?
Vakıf üniversitesi tercih edilecekse (ücretli ise) ücretleri ne kadar?
Burslu programını seçecekseniz bursların devam koşulları neler?
Barınma ve burs imkânı sağlanabiliyor mu?
Mezunlarına iş imkânı sağlamada ne derece etkili?
Teorik eğitimle hayatındaki pratiği birleştirebilmiş mi?
Türü soruların cevabını öğrenmeye çalışıp ondan sonra tercihler
şekillendirilmelidir. Aksi takdirde kazanılan ve bitirilen bölüm, üniversite
adaylarını hayal kırıklığına uğratabilir.
Tercih öncesi hazırlık yapın
Daha bilinçli tercih yapmak için tercih öncesi mutlaka ön hazırlık yapmak
gerekiyor. Her sene tercih döneminde ön hazırlığı olmayan öğrenciler zaman
darlığının da etkisi ile yanlış tercihlerde bulunabiliyorlar. Adayların,
tercihlerini belirlemeden önce tercih etmek istediği programların bulunduğu
üniversitelerin internet sayfasında yer alan bilgileri dikkatle incelemeleri,
ilgili üniversitelerden ayrıntılı bilgi almaları yararlarına olacaktır. Bu
konuda üniversitelerin broşürlerinden, daha önce yerleşmiş tanıdık öğrencilerden
tavsiye alınarak, bilgi sahibi olunabilir. Ayrıca, YGS-LYS ile ilgili
profesyonel hizmet veren site ve kurumlardan faydalanın. Başarı sırası, taban
puanı, puan türü, kontenjan, özel şartlar gibi teknik terimleri önceden öğrenin.
Başarı sırasını göz önünde tutun
Tercih sıralamanızı önce isteklerinize, sonra da bölümlerin geçen seneki başarı
sıralamasına göre yapın. Ancak bu yıl üniversite kontenjanları yüzde 7,6
artacak. 4 yıllık eğitim veren fakülte bazındaki artış da yüzde 13'ün üstünde.
Bu yüzden adayların, tercih listesini belirlerken geniş bir yelpaze
oluşturmalarında fayda var.
ÖSYM, yerleştirmede adayların tercihlerinin sıralamasını değil, her adayın
bireysel başarısını göz önüne alarak yapmaktadır. Örneğin, A,B,C adaylarının
aynı türden puanları sırasıyla 400.001, 400.002 ve 400.003 olsun. Bu adaylar,
tercih etmek istedikleri aynı programı A adayı 1. tercihinde, B adayı 20.
tercihinde, C adayı da 30. tercihinde yer versin. Değerlendirmede bu bölüme
tercihlerinde 30. sırada yer vermesine rağmen puanı 400.003 olan C öğrencisi
yerleşecektir.
Alışırım düşüncesi yanlış
Üniversite tercihlerinin oluşturulmasında birinci belirleyici etken istekler
olmalıdır. İsteklerin belirlenmesinde adayın kendini tanıması, yeteneklerini
keşfetmesi, çalışmak istediği mesleğin özelliklerini bilmesi önemli olmaktadır.
Örneğin öğrenci mimar olmayı çok istiyor olabilir. Ama puanı endüstri
mühendisliğine de yetmektedir. Çevrenin de etkisiyle öğrenci ilk tercihine çok
istediği mimarlığı değil, endüstri mühendisliğini yazıyor. Sonuçta aday,
endüstri mühendisliğine yerleşiyor ama daha birinci sınıfın sonuna gelmeden çok
büyük bir hata yaptığını anlıyor. Bazıları ise alışırım diye işi mezun olmaya
kadar götürüyor ve ömür boyu süren bir mutsuzluk girdabına kapılıyor. Bundan
dolayı aday, istemediği, çevresinden etkilenerek tercih listesine koyduğu
bölümleri çıkarmalıdır.
"Ne olursa olsun yerleşeyim" demeyin!
Üniversite adayları tercih sürecinde bazen mesleklerin isimlerine aldanıp tercih
yapıyor, bazen de doktorluk, mühendislik gibi toplumun daha çok saygı duyduğu ve
rağbet ettiği meslekleri seçmeyi yeğliyor. Bazı adaylar da toplumun baskısından
kurtulmak için üniversite olsun da, hangisi olursa olsun düşüncesiyle tercih
yapıyor. Bu aşamada yapacağınız en büyük hata, "Neresi olursa olsun yerleşeyim!"
düşüncesiyle hareket etmektir. Bu durum çoğu zaman istenmeyen bir bölüme zoraki
gitmek ya da bir sene kaybetmek anlamına gelebiliyor.
Tercihte en çok yapılan hatalar
Aileler ve öğrenciler tercih konusunda yeterince bilgi sahibi olmadığı takdirde
öğrenci yanlış tercihlerde bulunabiliyor. Özellikle ayrıntılara dikkat etmek
gerekiyor. Yapılan tercih sonrası kazanılan okulun ekstra taleplerinin ortaya
çıkması, benzer isimler yüzünden farklı bölümlerin kazanılması, barınma
sorunlarının olması öğrenciye hayatından önemli bir yılı kaybettirebiliyor. İşte
tercih döneminde yapılan hatalardan birkaçı.
İsim benzerliklerine dikkat edin
Bireyler verilen kılavuzu yeterince okumadan hareket edebiliyor. Bunun sonucunda
da ya mezun olduktan sonra işsiz kalıyor ya da yeniden üniversiteye hazırlanarak
bir yıl kaybediyor. İsim açıklaması yeterince okunmadığı takdirde hata
kaçınılmaz oluyor. Örneğin; restorasyon bölümü restoran düzenleme olarak
algılanabiliyor.
Okulun bulunduğu konum önemli
Anadolu'nun farklı bölgelerinde meslek yüksekokulları merkeze 1 ya da 2 saat
uzaklıktaki ilçelerde olabiliyor. Bu durum beraberinde birçok sıkıntı
getirebiliyor. Yurt ya da ev kiralama imkânı bulunmayan bölgelerde merkezden
sağlanan ulaşım, aile için maddi sıkıntıya sebep olurken öğrenci için de zaman
kaybına yol açıyor. Ayrıca okulların bazı kampüsleri merkezde, bazıları ise
merkeze uzak bölgelerde yer alıyor. Tercih edilen bölümün hangi kampüste ve
yerleşim yerinde olduğunun yeterince araştırılması gerekiyor.
Bursluluk şartlarına ve eğitim diline iyi bakın
Üniversiteye göre değişen bursluluk imkânı, öğrencilere avantaj sağlamakla
beraber zararlı da olabiliyor. Vakıf üniversitesi bölümlerinin bursluluk oranı
yüzde 50 veya yüzde 100 oranında değişiyor. Tercih esnasında bursluluk oranına
dikkat edilmesi, ilerleyen zamanlarda doğması muhtemel olan maddi sıkıntıların
önüne geçebilir. Ayrıca üniversiteler, öğrenciyi belli bir not ortalamasını
koruması şartıyla okulun burslu bölümüne kayıt alıyor. Okulun şartları iyi
okunmalı. Kitapçıkta yer olan bölümlerin eğitim dilini içeren açıklamaların
dikkatlice okunması gerekiyor. Bölümün İngilizce olduğunu, bir yıl hazırlık
okuması gerektiğini, bazı öğrenciler kayıt esnasında öğrenebiliyor.
Tercihte şehir mi üniversite mi önemli?
Adaylar çoğu zaman yaşadığı ildeki üniversiteleri tercih etme eğiliminde.
Öğrencinin kapasitesi ve yeteneği daha kaliteli bir üniversiteyi kazanmaya
elverişli ise ailesi veya arkadaşları öğrenciyi bu seçiminden alıkoymamalı. Bu
gibi durumlarda öğrenci, aile ve rehber öğretmen ortak bir anlayışla karar
vermeli. Bazı meslekler vardır ki, mezun olunan üniversitenin ismi, iş yaşamına
geçildiğinde bir referans oluşturmaktadır. Fakat bu durum her meslek için
geçerli değildir. Örneğin, ilaç ihtiyacı olan bir müşteriyi eczacının diploma
notu veya mezun olduğu üniversite pek ilgilendirmemektedir. Bu yüzden
öğrencinin, bulunduğu ilde okuma fikri, eğer çok özel bir neden yoksa
vazgeçilmez bir amaç haline gelmemelidir.
Bazı öğrencilerde "Şu üniversite olsun da hangi bölüm olursa olsun." düşüncesi
yerleşmiş olabiliyor. Hâlbuki esas olan, bölüm seçimi olmalıdır. Çünkü
üniversite 4 ya da 5 yılı geçirecek bir yer. Seçeceğiniz bölüm -dolayısıyla
meslek- ise bütün bir hayatı etkileyecek bir tercih. O halde yapılması gereken
şey, okumak istediğiniz bölümün en iyi hangi üniversitede eğitim verdiğini
öğrenerek öncelikle orayı hedeflemek olmalıdır.
Başarı sırası ortalarda olanlar karamsarlığa
kapılmamalı
En çok tercih edilen üniversitelerin ve bölümlerin kontenjanları doğal olarak
sınırlıyken özellikle başarı sırası ortalarda olan öğrenciler ister istemez
karamsarlığa kapılıyor. Oysa yükseköğretimde esas belirleyici süreç, mezuniyet
döneminde, akademik altyapının iş yaşamınızda ne kadar kullanabilirliğinden
geçiyor. Elbette öğrenim görecekleri üniversitenin öğrenciye sağlayacağı şartlar
önemlidir ancak belirleyici olan, adayların kendilerini geliştirmek adına
harcayacakları çabadır. İş hayatına erken başlamak, yabancı dil öğrenmek,
geliştirici kulüp faaliyetlerine katılmak gençlerin üniversite sonrası uyum
sürecini hızlandıracak unsur olacaktır.